AVRASYA ZİRVESİ’NE ‘HOLLANDA’ DAMGASI
Bu yıl 14’ncisi düzenlenen ve 40’ı aşkın ülkeden yaklaşık bin temsilcinin katıldığı Avrasya Ekonomi Zirvesi İstanbul WOW Hotel Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. 3 gün süren ve Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı tarafından organize edilen zirveye ilgi büyüktü.
Türkiyenin en geniş katılımlı uluslararası etkinliklerinden biri olan 14. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne 48 ülkeden 3 cumhurbaşkanı, 9 eski cumhurbaşkanı, 2 başbakan ve 20 bakanın yanı sıra yaklaşık bin temsilci katıldı.
Zirveye 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Belçika Devlet Bakanı Emir Kır, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Arnavutluk, Gagavuzya ve Makedonya Cumhurbaşkanları, HOTIAD ve DEIK/DTİK Avrupa Bölge Komitesi Başkanı Turgut Torunoğulları, çok sayıda ülkenin bakanları, yüksek düzeyde bürokratları bazı ülkelerin büyükelçileri katıldı.
Stratejik cografyanın stratejik çözümleri, Nükleer enerji, Gelecegin enerji sistemi nükleer enerji olabilirmi, Türkiye- AB ilişkileri parelel oturumlarda degerlendirildi.Bölgesel kadın liderlerin özel oturumunda kadın liderlerin kadın politikalarının şekillendirilmesinde etkileri, bölgesel kalkınmada kadın iş , ortaklarının kurulması için fırsatlar, proje tanıtımları gelecegi bugün yaptıklarımız ile şekillendiriyoruz düşüncesinden yola çıkılarak çeşitli konular ele alındı.
Zirvede ayrıca enerji konusunda Karadenizde enerji birlikteliginin gerekliliği, Avrupada Enerji güvenliğinin gelecegi, enerji ile ilğili gelecek senaryoları , enerji üreten ülkelerin bunu siyasi güç ve yaptırım aracı olarak kullanması gibi konular üzerinde konuşuldu. Zirvenin yalnız alternatif bir düşünce tarzı değil, ayni zamanda cografya dışına taşan bir felsefedir. Ulaştığı ekonomik göstergeleri, şuuruna vardığı doğal zenginlikleri ve eriştiği yüksek prestij ile bu felsefenin adı Avrasya Sevdasına vurgu yapıldı.
CEVDET YILMAZ: GAP İLE İŞSİZLİĞİ DÜŞÜRDÜK
Avrasya Zirvesi’nde konuşan Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Güneydoğu Anadolu Projesi(GAP) ile Güneydoğu’da işsizlik oranını ciddi oranda düşürdüklerini ifade etti. Bakan Yılmaz, GAP’ın bölgenin kaderini değiştirecek önemli bir yatırım olduğunun altını çizdi.
MAHİR YAĞCILAR: TÜRK YATIRIMCILARIN İLGİSİNDEN MEMNUNUZ
Zirvede bir konuşma yapan Kosova Kamu Düzeni Bakanı Mahir Yağcılar, Kosova hükümeti olarak yatırımcıları yapılacak özelleştirmelere ve diğer yatırımlara beklediklerini söyledi. Bu alanda Türk yatırımcıların ilgisinden memnun olduğunu belirten Kosovalı Bakan Mahir Yağcılar, “Zaten bu davetleri üç yıl önce de yine zirve kürsüsünden yapmıştım. Türkiye hükümetinden yeterli desteği aldık. Bundan dolayı da mutlu olduğumu söylemek istiyorum.
Kosova’nın makro ekonomik verilerine göre 2010’da yüzde 5 oranında büyüme göstermiştir. Enflasyon oranı yüzde 3,5 olarak görülmektedir. 2011-2013 yılları arasında bu büyümenin devam edeceği tahmin edilmektedir. Kamu yatırımları ve özel girişimler her yıl artmaktadır. Dünyanın her yerinde olduğu gibi ekonomik kalkınmanın ancak demokrasi, reformlar ve çağdaş metodların uygulanmasıyla beraber sağlanabileceğini bilerek, hukuki ve teknik altyapı oluşturmaktadır. Kosova hükümeti, kalkınma ve güçlü ekonomiye önem vermektedir.
Bu çalışmaların yürütülmesi konusunda bakanlıktan halka, işletmelere ve devlet organlarına hizmet sunmaktayız. Teknoloji ve enformatik anlamında e-devlet projesinin hayata geçmesi en önemli yardımcı unsurlardan birisi olacaktır. Zirvenin aramızdaki dostluğun artmasına vesile olmasını temenni ediyorum”diye konuştu.
TURGUT TORUNOĞULLARI: TÜRK İNSANI GİRİMCİLİKTE SINIR TANIMIYOR
14.Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde konuşma yapan DEIK Avrupa Bölge Komitesi ve Hollanda Türk İşadamları Derneği(HOTİAD) Başkanı Turgut Torunogulları, yaptığı konuşmada, “DEİK ve HOTİAD olarak Türk işadamlarımızın tüm dünyada yatırım yapmalarının önünün açılması amacındayız. Çünkü işadamlarımızın önlerinin açıldığı takdirde, sahip oldukları girişimci ruhun da etkisiyle, önemli başarılara imza atacaklarının bilincindeyiz. Avrupa’da yaşayan 5 milyon nüfusumuzla gerek yatırımcı gerek siyasetçi ve gerekse akademisyen olarak toplumdaki yerimizi almış durumdayız. Kendimizi artık bir Avrupalı olarak görüyoruz, içinde yaşadığımız ülkelerin de bizleri böyle görmelerini arzuluyoruz. Çünkü Türkiye de bir Avrupa ülkesidir.
Türk insanı girişimcilikte sınır tanımıyor yeter ki aradaki engeller kaldırılsın ve eşit bir rekabet ortamı yakalanabilsin. Türk girişimcilerinin uluslar arası arenada yakalayamayacağı başarı yoktur diye düşünüyoruz” dedi.
DEİK Avrupa Bölge Komitesi olarak gerçekleştirdikleri faaliyetlerin yanısıra projeler üretmek ve temsil ettikleri kitlelere hizmet vermenin temel hedefleri olduğunu belirten Turgut Torunoğulları, “Bu doğrultuda düşündüğümüz projelerden biri ‘Yurtdışındaki Türk Aile Şirketlerinin Eğitimi’ konusudur. Çeşitli seminerler düzenleyerek gerçekleştirmeyi öngördüğümüz projenin amacı; Türk girişimcilerimizi ve aile şirketlerini dünya çapında daha iyi yerlerde görmek, aile şirketlerinin kurumsallaşması, uzun vadeli ortaklıklar ve yabancı ortaklarla çalışabilmenin önünü açabilmek, girişim yapılan sektörlere katma değeri yüksek sektörleri almak ve sektörlerde çeşitlilik yaratmak, Türkiye’deki girişimcilerle uzun vadeli ortak projelere girmenin yollarını araştırmaktır.
“AVRUPA’DA ÖNEMLİ AKTÖR HALİNE GELDİK”
Hollanda’da sayıları 16 bini bulan Türk girişimcilerimizin toplam cirolarının büyük bir bölümü, başkanlığını yaptığım HOTİAD üyelerine aittir. Yakın dönemde HOTİAD üyeleri, ‘birlikten güç doğar’ düşüncesiyle yola çıkarak ortak şirketler kurarak Türkiye’de çeşitli yatırımlara yöneldiler ve bu çalışmayla krizi fırsata çevirdiler. Bunu gören Hollandalı tanınmış büyük şirketler de HOTİAD’a üye oldular ve işbirliği yaparak Türkiye’de şirketler kurmaya başladılar. Bize katılan Hollandalı şirketlerle beraber ciromuzu da önemli oranda artırdık. Türkler olarak ‘İşçi’ statüsüyle göç ettiğimiz Hollanda ve Avrupa’da artık önemli birer ‘aktör’ haline geldik.
Avrupalı işadamları olarak mevcut tabloya baktığımızda oldukça başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. Eskiden Türk işadamları olarak Hollandalı şirketlere giderdik, şimdi ise Avrupalı şirketler gelişen Türkiye’ye yatırım yapmak amacıyla Hollanda’daki Türk şirketlerini yani bizleri ‘ortak’ olarak seçiyorlar. Yani Hollanda’daki Türkler olarak hem Hollanda hem de Türk kültürünü bilmemizin faydasını görüyoruz” şeklinde konuştu.
Turgut Torunoğulları, sözlerine şöyle devam etti:“Dünyada karşımızda duran ekonomik tablodan da bahsetmek arzusundayım. Bildiğiniz gibi geçen yıllarda tüm dünyaya dalga dalga yayılarak uluslararası şirketleri iflas ettiren, insanları işsiz bırakan bir ‘küresel kriz’le karşı karşıya kaldık. Kriz, Hollanda ekonomisini de derinden etkilemiştir. Mevcut tabloya baktığımızda, küresel krize paralel olarak Hollanda ekonomisinde kendini gösteren ‘geriye gidiş’, tahmin edilenin de ötesine geçmiştir. Gelinen noktada, Hollanda’da işsizlik oranının artması tehlikesiyle karşı karşıya kalınmıştır.
‘AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ’
Bir diğer önemli nokta da ‘AB-Türkiye’ ilişkileridir. AB’nin küresel güç haline gelmek için Türkiye’ye ihtiyacının olduğu herkesçe kabul edilen bir gerçektir. Türkiye ile AB arasındaki önemli bir işbirliği alanı da enerji koridorudur. Bilindiği gibi dünya enerji kaynaklarının yüzde 70’i Türkiye’nin yakın coğrafyasında bulunmaktadır. Bu bağlamda Türkiye, AB için oldukça öneme sahip bir ülkedir. Türkiye’nin üyeliğiyle AB, birçok siyasi, sosyal ve ekonomik sorununu çözebilme avantajına sahip olacaktır. Bu yüzden AB’nin, küresel güç haline gelmesi için Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.
Avrasya bölgesinde ise ticaretin canlandırılması amacıyla ‘ikili ilişkiler ve lobicilik’ artırılmalıdır. Türkiye artık dünya çapında markalarını yaratabilmelidir.”
AVRASYA ZİRVESİ’NDE TURGUT TORUNOĞULLARI’NDAN YOL HARİTASI:
UZUN VADELİ PROJELER ÜRETİN GÜÇLÜ ORTAKLIKLAR KURUN
Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Hollanda’nın bir olanaklar ülkesi olduğunu vurgulayan Turgut Torunoğulları, “Bu olanaklar sayesinde dünya ticaretinin merkezinde yeralan Hollanda şirketleri, krizde nasıl bir yol izliyorlar? Bana göre özellikle krizlerde işe yarayacak politikalardan bir tanesi, firmaların ve işadamlarının uzun vadeli projeler üretebilmesidir. Ayrıca şirketler, dünya pazarlarına açılarak firmalarını bir anlamda ‘güvenli bir şemsiye’nin de altına almış olurlar. Dünya pazarlarına açılabilmek, firmalar için tabir-i caizse ‘sigorta’ işlevi görecektir. Bununla beraber ‘Avrupalı ortaklarla işbirliği yapmak’ fikrine sıcak yaklaşan ve bu konuda somut adımlar atabilen kurumların adeta ‘ekonomik bağışıklık sistemleri’ güçlenecektir. Ufak krizleri hiç sarsıntısız atlatabilecekler, büyük krizlerden de alınlarının akıyla çıkabilme başarısını gösterebileceklerdir.
İşbirliği ve ortaklık, güçbirliği demektir. Uluslar arası güçlü şirketlerle işbirliği yapan şirketler daha da güçlenmektedir. Aynı durum ülkeler için de geçerlidir. Bence dünya siyasetçileri, ‘global firmaları’ örnek almalıdırlar. Şirketler nasıl diğer güçlü şirketlerle ortaklığa gidiyorsa, ülkeler de komşularıyla iyi geçinip, onlarla işbirliği yaparak ‘bölgesel bir güç’ haline gelebilir. Firmaların ticarette sağladıkları başarıyı, ülkeler de kendi aralarında işbirliğine giderek sağlayabilir” değerlendirmesini yaptı.